Yağmacı (şaibeli) dergi ya da yağmacı yayın, aldatıcı yayın, bilimsel yayınların geçtiği değerlendirme süreçlerinden uygun şekilde geçmeyen, düşük kalitede, tartışmaya açık yazıları kabul edip yayınlayan sözde bilimsel yayınları ifade eden terimdir.
Yağmacı dergiler kendilerine meşru, saygın bir açık erişim uygulaması görünümü verirler; aldatıcı iddialarda bulunarak (örneğin hızlı akran değerlendirmesi yaptıkları iddiası) araştırmacıları yayınlarını göndermeye ikna ederler, makale işlem ücreti ile gelir sağlarlar. Araştırmacılar, bu tür yayınlara, yağmacı olduğunu bilerek ya da bilmeyerek çalışma göndermekte, editör kurullarında yer almaktadırlar.
Yağmacı dergi sözünün isim babası olarak anılan ABD'li kütüphaneci Jeffrey Beall 1, ilk defa 2009'dan Scholarly Open adlı blogda "yağmacı dergi" olarak adlandırdığı dergileri içeren bir liste oluşturmuştur. O tarihten itibaren literatürde yağmacı dergi konusu literatürde birçok yayında tartışılmıştır. Yağmacı dergiler için yapılan tanımlardan birisi şu şekildedir: "Bilimsel etik ilkelerini ve bilimsel yayın yapma süreçlerini sömüren ya da bilimsel yayın süreçlerini para kazanmak gibi etik olmayan amaçlarla kullanan dergi" 2
Yağmacı dergi için üzerinde uzlaşılmış, ortak bir tanımı oluşturmak üzere yapılan ve 2019'da Nature dergisinde yayımlanan bir çalışma sonucunda 43 katılımcı tarafından şu tanım geliştirilmiştir:3 "Bilim pahasına kişisel çıkara öncelik veren; yanlış veya yanıltıcı bilgi, en iyi editoryal ve yayıncılık uygulamalarından sapma, şeffaflığın olmaması ve/veya agresif ve gelişigüzel yazı daveti ile karakterize edilen yayın" .
Jeafrey Beall 2015 yılında, açık erişim yayıncıların yağmacı olup olmadığını tespitte kullandığı 26 kriteri açıklamıştır.4 Bu kriterlerden dokuzu derginin editörleri ve çalışanlarına ilişkin, yedisi etik ve bütünsellik ile, altısı yayının iş uygulamaları ile ilgilidir, diğerleri yayıncılar hakkında diğer genel kriterleri içerir.5
2019 yılında Nature dergisinde yayımlanan yağmacı dergi tanımı, yapmacı dergi özelliklerini beşe indirmiştir:67
Yağmacı dergilere ilişkin 2020 yılında yayımlanan bir araştırmada, Türkiye'nin Ege bölgesinde yer alan üç devlet üniversitesinde görev yapan on akademisyen tarafından yağmacı dergilerin özelliklerini konusuna şu şekilde belirtilmiştir:8
Türkiye'de Üniversitelerarası Yüksek Kurul, 25 Ocak 2022'de yayımladığı bir karar ile yağmacı olmayan dergi kriterlerini belirlemiştir. Karar göre, bu kriterlere uymayan dergileri yağmacı dergidir. Yağmacı(şaibeli) <u>olmayan</u> dergiler:
Yağma dergi terimi, Colorado Üniversitesi'nde kütüphaneci Jeffrey Beall'in 2009'dan itibaren yayımladığı “Yağmacı Dergiler ve Yayıncılar Listesi” ile ortaya çıkmıştır. Sahte yayıncı olduklarından şüphelendikleri dergileri listeleyen Beall, özellikle açık erişim yayın yapan yayıncıları izlemiştir. Akademik yayıncılıkta internetin sunduğu kolaylıklar, ülkelerin bilim politikaları ve akademik ödül ve değerlendirme kriterleri tüm dünyada bu yayınların artmasına neden olmuştur. Beall'in kara listesi, akademik çevrede sıkça başvurulan bir kaynak niteliği kazanmış ancak ciddi ve sağlam kanıtlar sunmadan sınıflandırma yapması, İngilizce yayın yapmayan dergileri içermemesi ve gelişmekte olan ülkelerdeki yayım hayatına yeni başlayan dergi ve yayıncılara yoğunlaşması nedeniyle kimi araştırmacılar tarafından eleştirilmiştir.9 Beall sahte yayınevlerinden aldığı tehdit içerikli mesajlar neticesinde listeyi yayınlamayı 2017'de bırakmıştır ancak anonim kişi ve/veya kişiler listeyi güncellemeyi sürdürür.
2017 yılında Cabell adlı yayıncı, geniş bir kadroyla kara liste ve beyaz listesi oluşturma işine başlamıştır. Beyaz liste doğrulanmış ve saygın akademik dergiler hakkında bilgi içerir; kara liste, 65’ten fazla göstergeye göre belirlenmiş yağmacı dergiler veritabanıdır.10 Beall'in listesinden farklı olarak, herkesin erişimine açık değildir. Ücretli abonelik yoluyla erişilir.
2019 nisan ayında sahte yayıncı OMICS Publishing Group, hayali hakem değerlendirmesi yapmak ve birçok kütüphane dizinli dergilerin logolarını izinsiz kullanmak suçuyla 50 milyon dolar para cezası kesilmiştir (Timmer, 2019).
Akademik yükselme kriterlerine göre daha fazla yayının, daha fazla puan alması anlamına gelmesi nedeniyle tüm dünyada bilim insanların üzerinde yayın yapma baskısı sürekli artmaktadır. Yağmacı yayıncılar genellikle yayın deneyimi bulunmayan ve akademik başarılarını yükselmeyi amaçlayan ve bu doğrultuda yayın yapma ihtiyacı hisseden yazarları ve/veya akademisyenleri hedef alırlar. Yağmacı dergilerin araştırmacılara genellikle e-posta aracılığıyla ulaşır; akran incelemesi yapmadan ya da çok az yaparak, süreçlerin çok hızlı gelişeceği vaatleri sunarlar. Bazı araştırmacılar istemeden yağmacı dergilerin tuzağına düşmekte, bazıları isteyerek bu dergilerde isteyerek yayın yapmaktadır.
Yağmacı yayın üzerine kimi araştırmalar, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerdeki farklı araştırmacıların hedeflendiğini, kimileri bu dergilerin daha çok Asya ve Afrika'da bulunduğunu ve bilinçsizlik, yüksek baskı; araştırma yeterliliği eksikliği gibi nedenlerle tercih edildiğini ortaya koymuştur.11
Son zamanlarda gerek Türkiye’de gerekse Dünya genelinde giderek artan elektronik dergiler yazılarının minimum sürede daha geniş çaplı kullanıcı profillerine ulaşması için kullanılan yöntemlerden biri olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye’de de fazlaca kullanılan bu dergilerin buradaki işleyiş yöntemi de etik kurallara uyulmadığını göstermektedir. Bu durumda cevaplanması gereken soru şudur; hakem yazarı, yazar da hakemi tanırsa etik bir değerlendirme olabilir mi? Bunun takip eden bir diğer yayın problemi de ekonomik bir boyut kazanan dergilerin güncel periyotlarının da ortadan kalkmasıdır. Örneğin; Dergi, bir önceki yıl aynı ay 3 sayı, bir sonraki yıl aynı ay 5 sayı, bazı aylar bir sayı, bazı aylar birkaç sayı yayınlanabilmektedir (Kılıç, 2017). Demir’in (2018) araştırmasına göre, akademik teşvik uygulaması sonrası son üç yılda Türkiye menşei potansiyel sahte dergilerdeki araştırmacı ve yayın sayısında % 667 gibi oldukça yüksel bir oranda artış görülmektedir. Belirtilen nicel veri akademik teşvik uygulama araştırmacıları; kısa sürede, hiçbir emek sarf etmeden maddi kazanç sağlamak isteğiyle, hakemlik sürecinin etik çerçevede işlemediği sahte dergilerde bilimsel yayın hazırlama eğilimine yönlendirdiği ve böylelikle etik kavramının neden olduğu varsayımı çıkmaktadır. Normalde de potansiyel sahte dergilerin var olması ve yazarların ve/veya akademisyenlerin burada makale yayınlaması bilim camiasının önemli bir problemidir.
Genel
.Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/maeuefd/issue/44789/493556
Özel
Orijinal kaynak: yağmacı dergiler. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page